İnsanlar size kendileriyle ilgili acı bir olay anlattığında
karşınızda oynanacak bir drama beklemeyin...Filmlerde acı
çeken insan oyunculuğu, yalanı ikna ediciliği ile sunmak
zorundadır. Çünkü o tam bir yalandır...
Gerçekte ise acı, ifadesiz anlatılır. Sıradanmış gibi.
Üzerinden zaman geçmiş ve kabullenilmiştir. Deterministleşen
bir çizgi boyunca takip edilmiştir, uzun bir uğraş sonunda.
Kimse zaten anlamış olduğu bir olay, konu için ikna edici
davranmaz.
Kimse içinde olmayan bir anlamı, dışarıda aramaz...
Çünkü herkes içgüdüsel olarak dışarıya yansıdığını düşünür.
Hepimizin algılarımıza duyduğumuz sonsuz güven gibi...
Bu güvenin sonsuz yanlışlığı gibi, gerçek kusurludur
ve sinema yalanı kusursuzlaştırmaya çalıştıkça
bir yalana dönüşmek zorundadır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder